Tasarruf Finansman Şirketleri: ‘Sihirli Kumbara’

Tasarruf Finansman Şirketleri: ‘Sihirli Kumbara’

Ev ve araba herkesin ihtiyacı. Ancak maalesef ki ülkemizde bu iki eşyanın değeri anormal derece yüksek. Bedellerin bu denli yüksek olması sebebiyle de tüketicilerin ekseriyeti bu eşyalara sahip olmak istediklerinde malın bedelini bir anda ödeyemiyorlar.

Pek çok tüketici bu engeli bankalardan kredi çekmek suretiyle aşıyor. Bankalar para satar. Örneğin 3 parayı 5 para karşılığında satar. Bunun adı da faiz. Size verdiği 3 parayı kullanamadığı süreye karşılık sizden 2 para talep eder. Bir kısım vatandaşlarımız için bu ticaret sorun teşkil etmese de ülkemizde islam inancına sahip çoğunluk nazara alındığında İslam dini öğretisi ve kuralları gereği bankalarla bu şekilde çalışmak istemeyen kişilerin sayısının da azımsanamayacak kadar fazla olduğunu biliyoruz. İşte tasarruf finansman şirketleri de tam da bu sebeple ortaya çıkmışlardır. Biz bu şirketlere çalışma prensipleri gereği “Sihirli Kumbara” diyoruz.

Kendine has yasal düzenlemesi de olan bu ‘sihirli kumbara’ sistemi nedir ya da ne değildir?

Tasarruf finansman şirketleri ev-araba almak gibi bir amaca yönelmiş olan kişileri bir sistem içinde toplayıp gruplayarak o kişilerin birbirlerini finanse etmesi ve nihayetinde tüm grubun amacına ulaşmasını gaye edinen bir sistem. Sistem içindeki çalışma usulü ödenecek peşinata ve ödeme miktarlarına göre değişiklik gösterse de işin mantığı şudur: Kumbaranda biriktirdiğin ya da biriktirmeyi vaad ettiğin kadar parayı harcayabilirsin.

Tasarruf finansman şirketleri kimi reklamlarda verilen izlenimin aksine kişilere anahtar teslim ev-araba vermez. Kişilerin biriktirdiği veya biriktirmeyi vaad ettiği paranın karşılığı olan eşyaya ulaşmasını sağlar. Peki bu ne demek?

Banka kredisi örneğinden yola çıkalım. Banka size para satar, ev-araba satmaz. Alacağınız evi-arabayı siz belirlersiniz ve banka size ihtiyacınız kadar parayı satar. Burada ev-arabaya derhal ulaşırsınız ve bankaya kredi borcunuzu ödemeye başlarsınız. Mal elinizdedir, para malın sizden önceki sahibindedir ve siz de bankaya borçlusunuzdur. Sihirli kumbara sistemine dahil olduğunuzda ise edinmek istediğiniz mala hemen ulaşamazsınız. Kumbaranızda para biriktirmeye başlarsınız. Siz para biriktirmeye devam ederken o şanslı günde bir anda kumbaranın kapağı açılır ve size şöyle der: “Ey sahip! Sen bende … miktar para biriktirmeyi vaad etmiştin ya hani. Ben de sana bir güzellik yapıyorum ve her ne kadar o paranın tamamı henüz bende birikmemiş olsa da ben senin sözüne itimat ediyorum ve o parayı sana toplu şekilde şu anda veriyorum.” Parayı alırsınız ve edinmek istediğiniz şeyi edinirsiniz. Akabinde kumbaranızda para biriktirmeye devam edersiniz. Ancak kumbara size para verdikten sonra aslında kişi artık kumbaraya borç öder hale gelir. Sihirli kumbara sistemi mala kavuşma zamanı ve borç ödemeye başlama zamanı açısından bankadan kredi çekmekten ayrılır. Peki bu ayrım hangi hallerde önem kazanır?

Maalesef ki ülkemizde birkaç yıldır süren yüksek enflasyon, her türden malın ve hizmetin fiyatını her geçen gün anormal şekilde artırmakta ve tüketicinin mal ve hizmete ulaşmasını güçleştirmenin ötesinde engellemektedir. Hal böyle olunca bugün itibari ile almaya niyet ettiğiniz bir ev için beş yıl para biriktirmeniz gerekiyorsa paranızın biriktiği beşinci yılın sonunda o evi alamaz oluyorsunuz zira bu kez almaya niyet ettiğiniz evin bedeli 2-3-5 kat artmış oluyor. Yani enflasyon kaçıyor siz kovalıyorsunuz ancak yetişebilmek ne mümkün. İşte burada tüketicinin dikkatli bir matematik hesabına girişmesi ve ciddi bir seçim yapması gerekiyor. Tüketici ya sihirli kumbara sistemine dahil olup 10 para mal için kumbarada 12 para biriktirmeye çalışırken malın bedelinin 20 para olması karşısında ödeme planlarını güncelleyerek bu sistemde kalmayı sürdürmeye çabalayacak ya da doğrudan bankadan 10 para krediyi çekip, malı eline alıp bankaya 15 para kredi borcu ödeyecek. Değişken faizli kredi çekilmiş olsa bile yani bankaya olan borcunuzun 15 para olarak kalıp kalmayacağı önceden belli olmasa bile değişecek faiz oranları Merkez Bankasınca belirlenecek rakamlar üzerinden (MB’nin referansı TÜİK tarafından açıklanan TÜFE verileridir) olacağından ve de yine resmi enflasyon rakamları sivil oluşumlar tarafından açıklanan verilerin ve piyasadaki gözle görülen değişimin altında kaldığından tüketici bu alışverişten yine kârlı çıkacaktır. Tabi bu matematik bu yazıyı yazdığımız andan geriye doğru yaklaşık son 3-4 yılın matematiği idi. Devlet tarafından benimsenin ekonomi yönetimine göre matematikteki hesap değişebilir. Bunu zaman gösterir.

Bu yazımızda birikim yapabilmek, ev-araba alabilmek için asgari ihtiyaçlarından feragat etmek zorunda kalan tüketicileri uyarmayı amaçlıyoruz. Tüketicinin girişeceği iş ve işlemlerden önce her daim sağlıklı bilgi edinme ve fiyat alma/sorma hakkı olduğunu önemle belirtiyor, özellikle yüksek meblağlı iş ve işlemlerini oldubittiye getirmemeleri konusunda telkinlerimizi yineliyoruz.

Av. Recep Alper Yılmazlar

TÜKONFED Hukuk Kom. Üyesi

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*